 |
HOŞGELDİNİZ , BİENVENUE, BİEN VENİDA,
Bu ayki yazımı çocuklar için yazılmış seyahat kitaplarına ayırıyorum. Ülkemizde bebek adımları ile ilerleyen bu çocuk kitapları alt dalı , tay taya kalktı bile denemez, emekleme dönemini sürdürüyor.
Bu alana ilk verimi Gülten Dayıoğlu usta vermişti. Okyanuslar Ötesine Yolculuk, Hindistan ve Nepal'e Yolculuk, Kenya'ya Yolculuk,Mısır'a Yolculuk, Meksika'ya Yolculuk , Bambaşka Bir Ülke Amerika'ya Yolculuk, Kangrular Ülkesi Avusturalya'ya Yolculuk, Gizemli Buzullar Kıtası Antartika ve Patagonya'ya Yolculuk kitaplarını zikretmek gerekir. Yıllarca yalnız çocuklar değil büyükler de bu seyahat anılarından yararlandılar. Çünkü yetişkin gözünden yazılmış, kolay okunan, bilgi veren anı ve gözlemlerdi.
Daha sonra 2005 yılında yayımlanan Zeynep Memecan'ın yazdığı Zeynep Amerika'yı Anlatıyor, hem çizimleri ile hem dili ile, hem genç bakış açısı ile özellikle A.B.D. ye ilk kez gidecek gençler için neredeyse resimli el kitabı oldu.
Günümüzde yayımlanan kitaplar Londra, Brüksel gibi daha sık ziyaret edilen Avrupa ülkeleri için olduğu kadar Küba gibi daha az sıklıkla ziyaret edilenleri de içeriyor ve özellikle neşeli,dinamik çizimleri ile okuru ilk sayfadan kavrıyor.
Ülkemiz içinde yapılacak seyahatlerde ise çocukları düşünerek yapılan rehberler de sayıca artmaya başladı.
|
Hayy Kitap tarafından yayımlanan Çocuklar için Gaziantep Şehir Rehberi, gerçekten çok özel ve çok güzel bir çalışma olmuş. Yazarı Elif Ayla, çizeri Elif Yemenici. Şehri okura Gaziantep'in meşhur Elöpen kertenkelesi gezdiriyor. gezi Gaziantep kalesi ile başlıyor. Kalenin içindeki Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi'ne uğranıp, Atatürk Anı Müzesi'ne devam ediliyor.Oyun ve Oyuncak Müzesi,İslam Bilim Tarihi Müzesi, Saklı Konak Bakır Eserleri Müzesi,Medusa Cam Eserler Müzesi, Mine Göğüş Mutfak Müzesi, Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesi, Hamam Müzesi, Zeugma Mozaik Müzesi'ni tanıtan minik kertenkele çocukların merakını kamçılayacak onları koşa koşa müzeye sevkedecek bilgileri de araya serpmeden geçmiyor. Örneğin, Medusa Cam Eserleri Müzesi'nde çerçeve içinde saklanan ölü tarantulalar neden var ? Bırakın çocuğu, benim de ilk uçakla gidip öğrenesim geldi. Rehber de Hayvanat Bahçesi'ne ,Ekolojik Ev'e, Fıstıkpark ve Harikalar Diyarı tematik eğlence parkına, Çocuk Kütüphanesi'ne ve Gaziantep Çocuk Sanat Merkezi'ne de yer verilmiş. Bedesten, Bakırcılar Çarşısı ile vakti olup ilçelere uzanmak isteyen çocuklara Nizip, Oğuzeli,Yavuzeli,İslahiye, Araban,Nurdağı,Karkamış da kısaca tanıtılmış. Gerçekten çok güzel tasarlanmış, az ama öz anlatılmış ve Elöpen kertenkele ile sımsıcak bir ruha bürünmüş bir rehber olmuş. Kapak içine şehir haritasını da koymuşlar. Size gezmek, bilgilenmek ve damak çatlatan Gaziantep mutfağının tadına varmak kalıyor.
İkinci rehber kitap Kalk Gidelim Ahlat adını taşıyor. Esra Alkan yazmış, çizimleri Duygu Saltık gerçekleştirmiş. Varlık Kitap yayımlamış. Kitabın yazarı TRT1 de yayımlanan Kalk Gidelim programının yapımcısı. 56 bölüm süren bu programın deneyimini ve birikimini çocuklarla kitap yolu ile de paylaşıyor. Kalk Gidelim Düzce, Mardin,Sinop ve Rize kitaplarından sonra Kalk Gidelim Ahlat serinin beşinci kitabı.
Kitabın son sayfasında kaynaklarına ve bu kitap için bilgisine başvurduğu kişilere yer veren yazar , bu inceliği ile bilimsellik çabasının da göstergesini sunmuş oluyor.
Bu kitabın anlatıcısı da bir arı. Tarihçeden başlıyor. Bitlis'e bağlı Ahlat'ın Asurluların uç beyliği öğrenerek başlıyoruz. 9.yüzyılda Urartuların egemenliğine geçiyor.Bu arada Bitlis'te beş minare türküsünün öyküsünü de öğreniyoruz. Rus işgalinde yerle bir olan Bitlis'e dönen baba oğlun acı gerçekle yüzleşmesi ve Bitlis'te tek canlı olmadığını yalnızca 5 minare kaldığını anlamaları ile yakılan acı bir türkü bu. Ahlat, Van Gölü'nün kuzeybatı kıyısına yaslanan bir yerleşim olduğu için kitap içinde Van Gölü ve Nemrut Dağı'ndan da sıkça bahsediliyor.Çorti aşı, inci kefali de anlatı içinde kendilerine yer buluyorlar. İlçeye adını veren yabani armut ağacı da bir siyah beyaz fotoğrafla okurun gözünde canlanıyor. Ahlat'ın Ulu Kümbet'i ile Emir Bayındır Kümbeti ve Erzen Hatun kümbetlerini de fotoğraftan belliyoruz. Anıt mezarlar, onları süsleyen taş işçiliği örneği de sunulmuş. 4456 mezar taşı olduğunu öğrendim, ne müthiş.
Bu anlatının okurları 6. sınıftan itibaren olabilir. Çünkü yazar bilgi yoğun, arada Marx'tan alıntı, arılar hakkında bilgi, Van ,Ereğli, Hotamış göllerinde üreyen kutan kuşu ile sohbet esnasında kuş beyinli diyen insanların eleştirisi, uygar kime denir tartışması , doğanın iliğini bozmayacaksın sözünden hareketle ekolojik bilinç kazandırma çabası , en sonunda da kitap okumaya teşvik bölümü, bunların tümü aynı anlatıda olunca okuma serüveni çapaklanıyor. Okurdan çaba istiyor ve okur ile Ahlat arasına öğütler giriyor. Bu nedenle orta okul düzeyi bu kitap için daha uygun.
Şimdi yurt dışına uzanalım. Özge Lokmanhekim'in yazıp Gökçen Eke'nin resimlediği , Altın Kitaplar'ın yayımladığı Kemal'in Brüksel Günlüğü kitabı eşliğinde Brüksel'i gezelim.
Anlatıcımız Kemal, ailesi ve arkadaşı Defne ile Brüksel'e yola çıkar. İlk sayfada Brüksel'in "bataklığın içindeki yerleşim yeri" anlamına geldiğini ve hem Belçika'nın başkenti, hem de Avrupa Birliği ve Nato merkezi olduğunu öğreniriz. Büyük Meydan'ın hem çizimi hem resmi ile okuru davet ediyor. Üstelik Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi'nde. Geziden karnı acıkan grup meydanın en eski lokantalarından birinde durup geleneksel midye ve patates kızartmasını yiyip, Manneken Pis'e ( işeyen çocuk heykeli ) doğru yola çıkıyorlar. Sonra St.Hubert Kraliyet Galerisi ve içindeki çikolatacılar minik turistleri mest ediyor. Dantelciler büyükleri cezbederken, Kemal ve Defne Çizgi Roman Müzesi'ne bayılıyorlar. Tenten ve Redkit çizimlerine bakıp bakıp duruyorlar. Atomium ve minyatür park Mini Europa'yı da geziyorlar. Artık yorulduklarından Belçikalıların yemeğe bayıldığı waffle tatlısı molası verip, Horta Müzesi'ni geziyorlar. Oyuncak Müzesi, Kraliyet Sarayı ve Çocuk Müzesi çocukları çok eğlendiriyor. Kitabın sonunda Kemal ve Defne'nin gerçek fotolarının yer alması çok güzel. Sürprizler burada bitmiyor kitapta bir waffle tarifi bile var. En son sayfada yer alan çıkartmalara bayıldım. Kendi Brüksel günlüğünü hazırlayacak çocuklar hem fotolarını yapıştırıp, hem anılarını yazıp, bu çıkartmaları da süslemek ya da bölüm belirlemek için kullanabilirler.Çok iyi düşünülmüş. Aynı yazarın bir de Kemal'in Londra Günlüğü isimli eseri var. Yakında da Roma Günlüğü yayımlanacakmış. 7-12 yaş grubuna hararetle öneririm.
Son olarak Rüzgar'ın Seyir Defteri KÜBA 'ya değineyim. Mutlu Fil Yayınları'na ait bu eseri Sinem Kanar Dinar yazmış, Hülya Yavuz Özden Resimlemiş. Giriş yazısından Rüzgar'ın Küba'ya ilk kez annesinin karnında geldiğini öğreniyoruz. Rüzgar'ın bir de Kübalı mektup arkadaşı var Celia. Celia'nın babası doktor tıpkı Rüzgar'ın annesi gibi. 2 doktor bir kongrede dost oluyorlar.Çocuklarının yaşıt olduğunu anlayınca lisanları gelişsin diye onları mektup arkadaşı yapıyorlar. Bu kitabın havası diğerlerinden farklı Rüzgar'ın duygu ve düşünceleri de anlatıda yer alıyor ,hatta anlatıya ruh katıyor. Grup Havana da Melecon sahilinde dolaşırken salsa yapıyor. Kendilerini salsaya davet eden Kübalıları da oyun havaları eşliğinde göbek attırıyorlar.Kültürel kaynaşma ilk günden başlıyor. Sonraki gün Celia ile beraber 1Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına katılıyorlar. Eski Havana bölgesini geziyorlar. Capitolio binasının önünden şeker rengi bir eski Amerikan arabası kiralayıp sahil gezintisi yapıyorlar. Farklı bir ülkede olmak bölümünde Küba'daki sağlık ve eğitim sistemine, yönetim şekline kısaca anlatılmış. Küba'nın adetlerine de yer verilmiş. Çocuk sahibi olmak için Paris Şövalyesi Heykeli'nin sakal ve parmağına dokunmak, ilk yağmurda ıslanınca şansın yaver gideceğine inanmak, sebra (selvi) ağacının etrafında 3 kez dönünce dileğin olacağına inanmak bu adetlerden birkaçı. Gezi, Vardedero, Che'nin mezarının olduğu Santa Clara ve Trinidad ile son buluyor. Diğer rehberlerden farklı olarak kültürel özelliklere daha çok yer vermesi çok olumlu. Keşke Havana'da Atatürk heykeline de bir ziyaret yapsalarmış. Başka bir ulusun önderimize verdiği değeri Rüzgar'a göstermek ve daha sonra bu kitapla Küba'ya gidecek çocuklar için de iyi bir fırsatmış. Hele Che'nin mezarının bulunduğu Santa Clara'ya gidildiğinde Che'nin "Devrimci Atatürk bizim ve tüm tüm mazlum halkların esin kaynağıdır" sözü de anımsanıp anlatılabilinirmiş. Fırsat kaçmış.
Bu yazının da sonu gözüktü. Mayıs ayı bahara veda ayı. Kendimi yeniden Can Yücel şiirlerine vurdum bu ay. Baharın Azizliği şiiri ile veda edeyim. Sağlıkla, kitapla kalın.
Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza, yangın mı olur artık bahar mı?
Ayfer Gürdal Ünal
ahru@tnn.net |